Siirt’te Siirt Üniversitesi Kezer yerleşkesi ile Aktaş köyü arasında etkili olan arazi yangını rüzgarında etkisiyle hızla yayıldı gece başlanan yangın söndürme çalışmaları sabah saatlerine kadar itfaiye ekiplerin müdahalesiyle kontrol atlına alındı. Çıkan yangında 2 bin dönüm arazı yandı.Siirt Üniversitesi Kezer yerleşkesi ile Aktaş köyü arasında anız yakılması sonucu yangının çıktığı öne sürülen yangın 10 saat süren çalışma sonucu kontrol altına alındı.
Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gönderilen Çevre Orman ve Siirt Belediyesine ait itfaiye ekipleri yangına müdahale etti.
Çıkan yangında birçok bağ ve bahçe yanarken yangının Köydeki evlere sıçramaması için ekiplere vatandaşlarda yardım etti.
Köylülerden Hami Şimşek gazetecilere yaptığı açıklamada, anız yangınlarına karşı yetkililerin ceza işlemlerini sıklaştırıp çıkan yangınların daha büyük facialara sebep olmasının önlenmesi gerektiğini söyledi.
Hiçbir arazi sahibi çevreyi kirletmeye ve özellikle evlerini tehlikeye atmaya hakları olmadığını ifade eden Şimşek şöyle konuştu:
”Aşırı sıcaklar nedeniyle geceleri evlerde yatamadıklarını ve çevrede yakılan anız yangınları nedeniyle dışarıda da yatamadıkları için mağdur olduklarını söyledi. En son yangın kontrolden çıktı köyün yakınına kadar geldi yangın evlerimize sıçramasın diye mücadele ettik. İtfaiye ekiplerin de desteğiyle yangını kontrol altına aldık ama alınmasaydı bu yangına sebep olanlar bunun hesabını nasıl vereceklerdi. Halen yangının kimin çıkardığını bilmiyoruz. Onun için yetkililerden tespit edilmesini ve bundan sonrada yangın çıkaracak kişilerin yakalanıp cezalandırılmasını bekliyoruz.”
Asıl olan Ülkemizde ve ilimizde gerek tedbirsizlik ve dikkatsizlik, gerekse yasalarımızda öngörülen kurallara uymama ve ihmaller nedeniyle özellikle hububat ve mısır hasadı sonrasında ne yazık ki “Anız Yakımı” görülmektedir. Yanlış alışkanlıklar, atadan kalma görenekler ve ikinci ürünü ekebilme endişesiyle çiftçilerimiz tarlada kalan arpa ve buğday saplarını, kuru ot, meyve bahçelerindeki kuru dalları, dikenleri ekonomik değer taşımadığı gerekçesi ile yakmaktadır. Bilindiği üzere toprakta bulunan en değerli yapıyı organik madde oluşturmaktadır. Toprağın zenginliği organik madde ile ölçülür. Toprak, bitki artıklarının toprağa karıştırılmasıyla organik maddece zenginleştirilebilir. Ne acıdır ki çiftçilerimiz önce bitki artıklarının kendi elleriyle yakıp sonra da ekecekleri ürüne fayda sağlasın diye binlerce lira karşılığında organik gübre kullanmaktadır. Oysa bitki artıklarını ve toprağın canlılığını yakmadan bu fayda kendiliğinden sağlanabilmektedir.
Anız Yangınları; toprağın yapısında ve bitki büyümesinde önemli fonksiyonu olan organik maddeyi azaltmakta, toprak sıcaklığının yükselmesi sonucu toprağın mikrobiyolojik aktivitesi gerilemekte ve biyolojik denge bozulmaktadır. Sonuç itibari ile toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin bozulması sonucu verimlilik düşmektedir. Ülkemiz için maddi ve manevi kayıplara sebep olan Anız Yangınları, kaybolan doğal kaynaklarla beraber yanmış tarlalar ve ormanlık alanlar kötü bir görüntü sergilemekte ve ülke turizmini daha olumsuz yönde etkilemektedir. Bazen yangınlar henüz hasat edilmemiş alanlara sıçramakta, yerleşim yerleri olumsuz etkilenmekte, karayolu ve demiryolu trafiği aksamakta, evcil ve yabani hayvanlar telef olmaktadır. Bununla beraber anız yangınları sonucu tarladan geçmekte olan enerji nakil hatları ile haberleşme hatları büyük ölçüde zarar görmekte ve milyarlarca liralık milli servet heba olmaktadır.
