

Siirt, genelde dini duyguları yüksek, tevekkül sahibi insanlardan oluşur. Bu nedenle yakın bir zamana kadar huzur hakimdi. Herkes kaderin kendisine uygun gördüğü rolü oynuyordu.
Çok zor şartlar altında olsa bile, şikayet etmeden hayatını sürdürmeye çalışıyordu. Bu nedenle intihar diye bir olgu yok gibiydi. 5-10 yılda bir, bir intihar vakası gerçekleşiyordu. Ancak son zamanlarda bu durum değişti. Sosyal medya ve ekonomik koşullar başta olmak üzere değişik farklı nedenlerden dolayı insanlarınız ve özellikle ve gençlerimiz en ufak bir sorunda aslında felaket olan intiharı kurtuluş olarak görmeye başladılar.
Evet kader mutlaka vardır, tevekkülde vardır. Ancak bunlarla birlikte Önlem alma vardır. Tıpkı Peygamber Efendimizin Bedevi’ye deveni bağla ondan sonra tevekkül et emrini vermesi gibi.
Bizim de bu konuyu bilimsel kurallar ışığında detaylı bir şekilde inceleyip, gerekli önlemleri almamız gerekiyor.
Bu görevde sahip olduğu personel sayısı ve imkanlar açısından üniversitemize düşüyor.
Üniversitemizin ilgili diğer kurumlarla işbirliği içerisinde bir araştırma yapmalı; nedenler ve çözümler belirlenmelidir.
İmkanlar ölçüsünde nedenler ortadan kaldırılmaya ve gerekli önlemler alınmaya çalışılmalıdır.
Ondan sonra meydana gelebilecek üzücü olayları kadere bağlayabiliriz.