Geçmişten günümüze bu memleketin bahtına oturan, ona zarar veren çok kişi gördük; galiba görmeye de devam edeceğiz.
Kimi en üst düzeyde kamu görevlisi, kimi memur, kimi öğretmen, kimi yardımcı hizmetli, kimi değişik kademelerde siyasetçi, kimi bir mesleki kuruluşun başkanı veya bir derneğin yöneticisi, kimi gazeteci ve hatta kimi esnaf ya da sanatkâr. Kim kendi işini olması gereken şekilde yapmıyorsa, kim ihmal edip savsaklıyorsa, kim çalışmıyorsa; o kişi memleketine ihanet içerisindedir. Çünkü unutmayalım ki ihanet yalnızca silahla olmaz. Bugüne kadar benzeri durumları çok gördük. İnşallah görmeyiz diye temenni edelim ama galiba daha da göreceğiz. Bir örnek vereyim: Bölgelerin kalkınması ve bölge illeri arasında kalkınmışlık farklarını ortadan kaldırmayı amaçlayan Dicle Kalkınma Ajansı, Siirt Yatırım Destek Ofisi tarafından daha bölge illeri tekstil sektörüyle tanışmamışken 1200 kişiye istihdam sağlayacak modüler sistemde bir tekstil projesi hazırlamıştı. Dicle Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu tarafından onaylanan projenin %80’i ajans, %20’si de Siirt Valiliği tarafından temin edilecekti. Bu miktar, projenin hazırlandığı 2014 yılı birim fiyatlarıyla 600 bin TL idi. O sırada ajansta bir görev değişikliği oldu; projeyi hazırlayan kişinin tayini çıktı, vali değişti. Proje birileri tarafından sümenaltı edildi. Bu örnek, yüzlerce belki de irili ufaklı binlerce örnekten yalnızca birisidir. Daha nice çarpıcı örnekler vardır. Bu memleket, gelen ödeneği kullanmayıp iade eden kamu yöneticilerini gördü. Bu memleket, ele geçirdiği mesleki birlik veya dernek başkanlığını sürekli kendi lehine kullananlara ve ona yapışarak hayat boyu bırakmayanlara şahit oldu. Bu memleket, ayda bir kere bile göreve gitmeyen bankamatik memur ve işçilerden çok çekti. Daha çok örnekler vermek mümkün ama bu kadarı yeter. O halde gelin, konumu ve yetkisi ne olursa olsun görevini ihmal ederek bu memlekete zarar veren, onun bahtına oturan, ihanet eden kim olursa olsun hakkımızı helal etmeyelim.