

Hemşerimiz Tevfik Yeşilbaş’ın dünya çapında ki koleksiyonu ilgi çekmeye devam ediyor. ”Adeta yok,yok dedirten” koleksiyon 50 yıllık bir emeğin ve sermayenin birikimi. Koleksiyonda kağıt ve madeni paralardan dünyanın her ülkesinden sigara paketleri, dergi, gazete, fotoğraf, plak, cd, piyango biletleri ve daha çok şeyler yer alıyor.
Dile kolay 50 yılda büyük bir emek zaman ve sermaye harcanarak oluşturulan bu koleksiyonun sahibi hemşerimiz Tevfik Yeşilbaş’la görüştük.
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Siirtliyim. Siirt’te doğdum.Babam ve ailem marangozdu.Bende hayata böyle atıldım.Daha sonra müteahhitliğe başladım.Uzun yıllar hem Siirt’te, hem de Siirt dışında müteahhitlik yaptım.68 yaşındayım. Şimdide emekliliğimi yaşıyorum.
Koleksiyon merakı nasıl başladı?
Yaklaşık 50 yıl önce askerlik görevimi yaparken başladı.Orada koleksiyonculuğa merak saran asker arkadaşlarım vardı. Onlara bakarak, bende koleksiyonculuğa başladım. O günden beri bu merak bende devam ediyor.Son zamanlarda sağlık sorunlarım nedeniyle zaman ayıramadığım içinde çok üzülüyorum.
Koleksiyonculuğa hangi obje ile başladınız?
Koleksiyonculuğa ilk olarak para ile başladım.Daha sonra bir hastalığın ilerlemesi gibi bende de bu merak ilerledi.Paranın arkasından pul, gözlük, saat, çakmak, gazete, dergi, kitap, sigara paketi ve diğerleri takip etti.
Bu kadar zengin bir koleksiyonu nasıl oluşturdunuz?
İnsan bir şeyi severek yapınca harcadığı emek ve sermaye gözüne gelmiyor.Yorgunluğu kendisi için bir zevk halini alıyor.Bende de böyle oldu.Bu koleksiyonu oluşturmak için Türkiye’nin her ilini defalarca gezdim. Gezmediğim il yok diyebilirim. Gittiğim illerde bu işe merak salanlarla bu işin ticaretini yapanlarla görüştüm.Türkiye’nin bu işle uğraşan bütün antikacılarını, koleksiyonerlerini tanıyorum. Kent merkezleri ve ilçelerin yanı sıra köylere bile gittiğim oldu. Nerede bir vatandaşta bir para bir sigara paketi pul veya ilgimi çeken topladığım objelerden birisinin olduğunu duysam hemen gidip onu bulur ve satın almaya çalışırdım. Satmak istemeyenleri ikna etmek için çaba harcardım. Bu amaçla, toplamda aylarca seyahat yaptım, yüz binlerce kilometre gittim diyebilirim.
Bu koleksiyon için ne kadar para daha doğrusu sermaye harcadınız?
Bunu tahmin etmek mümkün değil. Ancak şöyle örnek vereyim.1975 li yıllarda bir saati alabilmek için sıfır kilometre bir araba ve üstüne de 10 bin Tl verdim.Başka bir şey söyleyeyim.Bu koleksiyona harcadığım parayla şu anda Siirt’in en gözde semtleri olan Yeni ve Bahçelievler ile Güres Caddesinin çok büyük bir bölümünü satın alabilirdim.O nedenle bu koleksiyonun bana maliyetini hesaplamak mümkün değil diyorum. Ancak çok büyük bir sermaye ve neredeyse bir ömür verdim diyebilirim.
Şu anda koleksiyonunuzda neler var?
Birkaç yıl önce koleksiyonum çok daha zengindi.Altın kaplama çakmaklar, kalemler, gözlükler ve saatler vardı. Onlar bir şekilde elden çıkarıldı.Şu anda koleksiyonumda ülkemiz başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine ait bir ton civarında madeni para var. Bu paraların sayısını bilmiyorum ama bir ton civarında bir ağırlığa sahip olduğunu biliyorum.Yine dünyanın bir çok ülkesine ve ülkemize ait binlerce kağıt para var.Özellikle ülkemize ait paralar çok.Cumhuriyetin ilk yıllarında Arapça harflerle basılan paralardan tutun üzerinde İsmet İnönü’nün resimleri basılı paralara kadar çok değişik paralar var. Çok sayıda pul albümü.Bunların arasında damga basılmış ve kullanılmamış damgasız pullarda bulunuyor.Yine dünyanın bir çok ülkesine ve ülkemize ait 7000 civarında sigara paketi bulunuyor. Binlerce taş plak, ses ve görüntü kaseti, ülkemizde yayınlanan büyük gazetelerinin 50 yıllık arşivi bulunuyor.Gazetelerin hepsi ciltlenmiş durumda.Yine aynı şeklide dergiler kitaplar bulunuyor.Bir çoğu ülkemizin Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi yakın dönem siyasetçilerine ait binlerce siyah beyaz fotoğrafta mevcut.Bunlar koleksiyonumda bulunan objelerden ilk akla gelenleri. Başta belirttiğim gibi yakın zamanda koleksiyonum çok daha zengindi.Son yıllarda bazı objeleri elden çıkardım.
Koleksiyonunuzu satmayı düşündünüz mü?
Koleksiyonumun tümünü alacak bir insanın çıkacağını zannetmiyorum.Çok değişik şeyler var.Sigaraları satmayı düşündüm.Amerikalı bir alıcı çıktı.Bir koleksiyoner almak istedi.Fiyatta anlaştık.Gümrük mevzuatına takıldık.Böylesine toplu olarak bu sigara paketlerini çıkarmak mümkün değilmiş.Her seferinde belirli bir sayıda sigara paketi çıkarılabiliniyormuş. Bu kadar çok sigara paketin çıkarabilmesi için binlerce yurda giriş ve çıkış yapması gerekiyordu.O da vazgeçti. Kısacası bu kadar geniş koleksiyona zor alıca çıkar.Benimde çocuklarım gibi gördüğüm bu objelerden ayrılmam da zor olur.
Bu koleksiyonu oluştururken ailenizin bakış açısı nasıl oldu? Sizi desteklediler mi?
İlk başta bir tepki görmedim. Ancak, koleksiyon zenginleşip büyüdükçe yer sorunu oluşmaya başladı.Eve sığmaz oldu. Hatta bir anımı anlatayım.Yıllar önce kiralık bir evde oturuyorduk. Madeni paraları evde yer olmadığı için balkona koymuştum. Balkon zarar gördü.Yani çöktü. Ev sahibi de bizi apar topar çıkarttı.Böyle sorunlarda yaşadım.Koleksiyon büyüyüp eve sığamaz hale gelince de ofisime taşıdım. Şimdi burada muhafaza ediyorum.Dolayısıyla ailemde rahatladı.
Toplumun bakış açısı nedir? Duyanlar gelip görmek istiyor mu?
Duyanlar gelip görmek incelemek istiyor.Bende imkanlarım ölçüsünde buna izin veriyorum.Toplumun bakış açısına gelince altının değerini sarrafların anlaması örneğinde olduğu gibi bu işten anlayanlar takdir ediyor, hayran oluyor. Anlamayanlar ise şaşırıyor. Bir manyak emeğini ve sermayesini harcayarak bir şeyler toplamış diye bakıp gülüyorlar. Oysa buradaki her bir objenin benim için ayrı bir anlamı ve hatta bir çoğunun ayrı bir hatırası var.
Bu koleksiyon değerlendirildiği takdirde Siirt için, hatta ülkemiz için bir değerdir. Siirt kültürünün ve ülkemizin yakın zaman tarihinin tanığıdır. Bundan ilimizin tanıtımı açısından yararlanabiliriz.Yararlanma ve tanıtma yöntemi yetkililere ve Sayın Yeşilbaşa kalmış bir şeydir.