
Uzun zamandır hem akademik çalışmalarım hem de kurmaca dünyam çocuk edebiyatıyla iç içe. Bu yolculukta beni en çok besleyen mekânlardan biri, hiç kuşkusuz, 23 Nisan Çocuk Kütüphanesi oldu. Raflarındaki çeşitlilik, odalarındaki sessizlik… İnsan bazen dışarıdaki gürültüden kaçıp bir kütüphanenin içine değil de kendine sığınır. Benim için o mekân tam olarak böyle bir yerdi.
İlk kitabım yayımlandığında, saygın isimlere ithaflarda bulunmuştum; fakat tek bir mekâna borcumu hâlâ ödemediğimi hissederim. Bu kütüphane, sessizliğiyle, renkliliğiyle, mütevazı sıcaklığıyla en büyük teşekkürü hak eden yerdi. Üstelik bugün, güncel yayınlarla daha da zenginleşen raflarıyla çocukları, gençleri ve benim gibi hâlâ çocuk edebiyatının peşinde koşan yetişkinleri kucaklamaya devam ediyor. Girdiğim her ortamda bu güzel mekânı dostlarıma, öğrencilerime, çocuklara mutlaka tavsiye ediyorum.
Dilerim ki, kütüphanelerimiz yalnızca kitap ödünç alınan ya da ders çalışılan yerler olmaktan çıksın; okuma kulüplerinin, yaratıcı yazma atölyelerinin, küçük keşiflerin mekânı olsun. Bu arada, İl Halk Kütüphanemizin de artık dar gelen gömleğini büyütmesi gerektiğini söylemeden geçemeyeceğim. Gelen dergilerin daha güncel olması ise, çağın hızına yetişme çabamızı destekleyecektir.
Geçtiğimiz günlerde Siirt’te sahnelenen devlet tiyatrosu oyununa dair bir haberle karşılaşınca içim sevinçle doldu. Ancak oyunun duyurusunu bırakın sosyal medya hesaplarımda, sokak afişlerinde bile görememiştim. Kaçırdığımı fark edince, doğrusu biraz üzüldüm. Yine de tek bir turneyle sınırlı kalmayıp düzenli aralıklarla bütün oyunların sahnelenmesini dilerim.
Bu konuyu çocuk kütüphanesinden tiyatroya neden bağladığımı merak edenlere cevabım basit: Çocuk oyunlarının ve operetlerin de bu şehirde sahnelenmesini istiyorum. İstanbul’a her gidişimde kısıtlı zamanımın içine mutlaka bir tiyatro ya da çocuk oyunu sıkıştırırım. O perdeden taşan büyü, yalnız bana değil, daha çok Siirtli çocuğa ve gence nasip olmalı.
Şehrimizde bir devlet tiyatrosunun eksikliğini yıllardır hissediyoruz. Peki ya belediye tiyatroları? İstanbul’da Yunus Emre Kültür Merkezi’nin, Bakırköy Belediyesi oyuncularıyla ortaya koyduğu nitelikli işler hâlâ belleğimde taptaze. Neden benzeri bir yapılanma bizim belediyemiz bünyesinde hayat bulmasın? Neden çocuklarımız şiir kadar oyun da izleyemesin?
Kısacası; kitapla büyüyen çocuklara, sahne ışıkları da değmeli.


