
18. yüzyılın irfan ve ilim dünyasında müstesna bir yere sahip olan İbrahim Hakkı Erzurumlu Hazretleri, doğduğu topraklara yalnızca tasavvufî bir miras değil, aynı zamanda bilimsel ufku genişleten çok yönlü bir külliyat bırakmıştır. Astronomi, fizik, psikoloji, tıp, ahlak felsefesi ve daha birçok sahada kaleme aldığı eserleri, onun hem gönül hem akıl penceresinden bakan bütüncül yaklaşımını gösterir. En kıymetli armağanı sayılan Marifetname, bu çok yönlü ilmin hem kaynağı hem de geniş kitlelere açılan kapısı niteliğindedir. Bugün dahi evrensel niteliğini koruyan bu eser, şehrimizin kültür ve düşünce damarını besleyen en güçlü kaynaklardan biridir.
İbrahim Hakkı Hazretleri’nin bu köklü mirası, şehir olarak elimizde tuttuğumuz büyük bir değeri hatırlatıyor. Şehrimizin en önemli edebiyat ve irfan figürü olan bu büyük bilgeye duyduğumuz hürmeti, yalnızca Tillo’daki Güneş Hadisesi üzerinden değil, gündelik hayatımızın akışında da görünür kılmak zorundayız. Son yıllarda şehirde imardan kültüre uzanan atılımlar dikkat çekici; ancak okuma eyleminin hâlâ daha çok küçük toplulukların sürdürdüğü atölyelerle sınırlı kalması, bizi yeni bir hamleye davet ediyor.
Tam da bu sebeple, açık bir çağrı yapmak istiyorum: Marifetname Okumaları Atölyesi mutlaka hayata geçirilmeli. Kadim bilginin modern zamanların tüketim odaklı yaşamına serpilmesi, ancak sürdürülebilir ve halkın katılımına açık çalışmalarla mümkün olabilir. Akademiden ya da alanında yetkin isimlerden oluşacak bir yürütücü kadroyla desteklenen böyle bir atölye, hem bireysel gelişim hem toplumsal ferahlık açısından önemli bir imkân sunacaktır. İbrahim Hakkı Hazretleri’nin veciz üslubu nasıl zamanla kendi muhatabını bulmuşsa, bu atölye de şehirde beklediği yankıyı bulacaktır.
Ben, bu girişimin kısa zamanda Siirt sınırlarını aşarak Türkiye’ye ve hatta dünyaya yayılabilecek bir güç taşıdığına inanıyorum. Çünkü Marifetname, yalnızca okunacak bir kitap değil; hayatla temas eden, insana yön veren, çağları aşan bir rehberdir.
Son sözü ise yine büyük mutasavvıfa bırakalım: “Hak şerleri hayr eyler, Zannetme ki gayr eyler, Ârif anı seyr eyler, Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.”


