Siirt’in sahip olduğu tarihi ve kültürel değerlere sahip bir il. Bu değerlerinden birisi de Hz. Alinin oğlu Muhammed Bin Hanife Rumi Hz. dir.
Şirvan İlçesine bağlı Taşlı Köyü yakınlarında medfun bulunan Muhammed Bin Hanife Rumi Hz. için her yıl mart ayının son üç günü anma etkinlikleri düzenleniyor.
Tamamen vatandaşın hiç bir devlet katkı ve organizasyonu olmadan düzenlediği bu etkinliklere her yıl 30 bin civarında katılıyor.
Ancak bir çok kişi bu zatın kim olduğu konusunda şüpheler ortaya atıyor. Tarihi belgeler bu şüpheleri ortadan kaldıracak nitelikte. Yaklaşık 800 yıl önce Şeyh Kasım-i Bağdadi Hz. nin yazdığı seyahatname adlı eserde bunu açık ve net bir şekilde belirtiyor.
Dilerseniz önce bu zatı Siirt Müftülüğü emekli şefi Muhammet Abidoğlunun notlarından çok kısa bir şekilde tanıyalım.
Şeyh İzzuddin Abdullah oğlu Şeyh Seyyid Kasım El Hüseyni, 1219 miladi senesinde doğmuş, Bağdat’tan gelirken, Şirvan’da 20 sene kadar kaldığından, Haci Kasım-ı Şirvânî olarak ta bilinmektedir.
740 H.-1339 M. S.de Arvas medresesini kurmuş, 7’nci haccını yaptıktan sonra, 750 Hicri -1349 Miladi Senesinde 130 yaşında iken Medine’de vefat etmiştir.
Bu ilim adamının kaleme aldığı eserler arasında gezip gördüğü ve yaşadığı yerleri anlatan seyahatname adlı bir eseri de bulunuyor.
Bu eserde Siirt’e ve Muhammed Bin Hanife’ye ilişkin olarak şu bilgilere yer vermiş.
“Bir ay müddetle seyahat edip durdum. Sonunda Şirvan’ın arazisinin bulunduğu yere geldim. Gördüm ki Şirvan bir çok veli, abdal, salih ve seçilmiş insanla dolu. Bilhassa da Tillo köyü. Bu köyde gerek hayatta gerekse vefat etmiş on iki bin ricâlullâh varmış ve yine diğer köylerde de sayısız zat bulunurmuş. Buna çok çok sevindim. Onlarla dostluklar kurdum. Sohbet esnasında bana Reşan (Şirvan) kazasına gitmemi işaret buyurdular. Çünkü orada nice köyler vardı ki her birinde ricalüllahtan bir çok şüheda bulunmaktaydı. Bu köyler arasında da bilhassa Hıcır, Envin, Miskin ve Pay köyleri başta gelmekteydi. Şurası açıkça bilinmektedir ki Muhammed bin Hanefiyyei Rumiyye (ki bu zat Esedullah’il-Galip İmam ali (r.a.) oğludur.)Bu köylerden Hicir köyünün kalesinde kâfirlerin elinde şehit düşmüştür. Sahih rivayete göre mübarek kabri Kurşikan mevkiinde dağın alt kısmındadır.”
Uzun söze gerek yok. Artık bu değerimizi tanıtma ve inanç turizmimize kazandırma zamanı geldi ve geçiyor.
Bu konuda Valimiz Sayın Dr. Kemal Kızılkaya’nın el atmasını bekliyoruz.
