Yarım asır öncesine kadar Siirt, Erzurum ve Karsa kadar olan çok geniş bir coğrafi bölgenin meyve ve sebze deposu konumundaydı.
Her gün sabah erken saatlerden itibaren yüzlerce kamyon Botan Çayı kıyısındaki köylerden doldurdukları sebze ve meyvelerle Baykan üzerinden bu illere doğru yola çıkarlardı.
Aynı şey il merkezinin çevresinde bulunan bağlar içinde geçerliydi. Bu bağlardan toplanan üzüm ve bademler ilin ihtiyaçlarını karşıladığı gibi çevre illere de gönderiliyordu.
Üzülerek belirteyim ki, bu gün için bu durum söz konusu değildir.
Bunun elbette birçok nedeni var. Bunların başında ülkemizde ve hatta dünyanın bir çok yerinde görülen kırsaldan kente göçün bölgemizde yaşanan ve inşallah artık geri de bıraktığımız olaylar nedeniyle çok daha yoğun yaşanmasından dolayı köy ve mezraların boşanmasıdır.
İkinci bir neden bir çok yerde sulu tarıma elverişli arazilerin baraj ve hidro elektrik santrallerinin göl sahaları altında kalması.
Üçüncü ve bence en önemli bir nedende bu arazilerin miras sorunudur. Araziler sahiplerinin anlaşamaması ve taksim yoluna girmemelerinden dolayı kaderlerine terk ediliyorlar.
Anlaşıpta taksim edilen arazilerde de bir başka sorun ortaya çıkıyor. Bu kez taksim nedeniyle araziler tabiri caizse bir yama parçası kadar kalıyor ve bir ailenin geçimine yetmez hale geliyor.
Bu açıdan bakıldığında son yıllarda ilimiz genelinde hisse başına 5 dönümden az arazi düşmesi halinde taksimin yasaklanması güzel bir uygulamadır.
Keşke çok daha eski yıllarda konulmuş olsaydı.
Umarım bu sorunlara bir şekilde çözümler bulunur ve Siirt eskiden olduğu gibi tarımda bir merkez haline gelir.