10 Ocak İdareciler Günü kutlamaları çerçevesinde başarılı İdareciler ödüllendirildi.Baykan Kaymakamı Mehmet Tunçta ödüllendirildi.
Yurt genelinde başarılı olan 5 idareci ile emekliye ayrılan Mülki İdare Amirlerine ödül verildi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Türk İdareciler Derneği Başkanı hemşerimiz Saffet Arıkan Bedük içişler Bakanlığında düzenlenen törene katıldı.
Bakan Soylu 5 kaymakam ile 2020 yılında emekli olan Mülki İdare Amirleri adına, emekli olan Mülki İdare Amiri Mülkiye Başmüfettişi Yaşar Özdemir’e de ödülü verildi. Törende, Şehit Kaymakam M. Fatih Safitürk Üstün Hizmet Ödülü Giresun/Dereli Kaymakamı Murat Atıcı’ya, Şehit Kaymakam Ersin Ateş Üstün Hizmet Ödülü Siirt/Baykan Kaymakamı Mehmet Tunç’a, Merhum Vali Celalettin Tüfekçi Meslek Ödülü Van/Başkale Kaymakamı Asım Solak’a, Vali Dr. Mehmet Vecdi Gönül Güvenlik Hizmet Ödülü Diyarbakır/Lice Kaymakamı Cevdet Bakkal’a, Merhum Vali Galip Demirel Sosyal Hizmet Ödülü Eskişehir/Çifteler Kaymakamı Mehmet Uğur Arslan’a verildi.
Törende konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Kişi başı milli gelir, gayrisafi milli hasıla, AR-GE harcamaları, nüfus artış hızı, eğitim, sağlık, altyapı hizmetleri ve diğerleri. Bunların hepsi bugün tüm dünyada kabul görmüş, gelişmişlik standartları, kriterleridir. Hemen hemen bütün dünya, üniversiteler, akademik analizler, bu ve bunun gibi somut rakamlara dayanan kriterleri kullanır. 21. yüzyıl yaşattığı sınavlarıyla bize göstermiştir ki medeniyetin tarifi bu kavramlarla yapılıyor değildir. Daha da önemlisi büyük devlet olabilmek bu kavramlar üzerinden elde edilecek bir şey değildir. Toprağından petrol fışkıran ama fakirlik içinde yüzen, yıllardır istikrarsızlık içerisinde olan, bayrakları olan ve hepimizin bildiği gibi başkalarının yönettiği ülkeler var. Elmas ve altın madenlerine sahip ama hala sömürge olarak yaşayan hatta gelirinin belli bir oranını doğrudan haraç olarak batılı sömürgeci ülkelerin banka hesaplarına gönderen, bugün fakir olduklarını bildiğimiz ülkeler var.Elbette ki gelir, altyapı bunlar önemli istanbul escort göstergeler. Bir büyük devleti büyük devlet yapan, o gelirle nasıl bir gelecek, nasıl bir demokrasi standardı ve geleceğinizi esas itibariyle nasıl kurguladığınızdır. İşte bu da ancak büyük devlet hasletleriyle yapılabilecek bir iştir. Milyonlarca göçmen için insan odaklı bir göç politikası kurgulamak, küresel terörle mücadele ederken hak ve özgürlükler alanını koruyabilmek, dili, dini, ten, renk veya ırkı farklı olan insanları tehlike olarak değil, zenginlik olarak kabul edebilmek, kriz yönetebilmek, fakirlikten korkmadan, tehditlere aldırmadan milli iradeye sahip çıkabilmek, milli iradeyi mutlak kabul edebilmek ve en önemlisi kendi medeniyetler değerlerini koruyabilmek.”
Bakan Soylu Türkiye’nin birçok meselede tecrübesi olduğunu kaydederek, “Türkiye birçok darbe yaşadı. Belki yüzlerce toplumsal eylemle karşılaştı ama hiç birisinde geçen hafta ABD’de yaşanan görüntüleri yaşamadı. Yaşanmayacaktır da. Kimseyi ve hiçbir devleti yermek için söylüyor değilim. Oradaki mesele sadece bir kolluk zafiyeti değildir. Bu başka bir şeydir. Devletin daha önce tecrübe etmediği bir kriz karşısında şaşkınlığı ve o krizi yönetememesinin sonucudur. Türkiye bugün göçü yönetiyor çünkü yüzyıllara dayanan bir göç tecrübesi var. Türkiye bugün terörle mücadele ediyor çünkü bu meseleyle neredeyse birkaç nesildir mücadele eden iki asırlık iç güvenlik teşkilatları, binlerce yıldır geleneği olan Türk Silahlı Kuvvetleri var. Türkiye, Avrupa’nın yakaladığı uyuşturucunun iki katını yakalıyor çünkü Avrupa’nın iki katı tecrübesi var. Toplumsal olaylarda, devleti ele geçirme çabalarında, ihanette, darbelerde yüksek bir tecrübemiz var” değerlendirmesini yaptı.
Geçmişten gelen tecrübeleri yeni konseptlerle harmanladıkları belirten Soylu, “Türkiye, her insanı bir alem olarak kabul eden medeniyet anlayışı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu noktaya doğru kavraması, buna sahip çıkıp, liderlik etmesi sayesinde muhasebesini bizim ülkemiz ve medeniyetimiz doğru yapabilmiştir. Terör, göç, trafik, asayiş, uyuşturucu gibi konularda artık eski yöntemlerle ilerliyor değiliz. Evet onların tüm tecrübelerini kullanıyoruz, tüm birikmişliğini ortaya koyuyoruz. Bu ülkenin her noktasına yapılan her hizmeti değerlendiriyor ve yeni konseptle onları bütünleştiriyor, neredeyse tüm güvenlik başlıklarında strateji ve uygulama belgeleri oluşturarak personel ve teknik kapasitemizi arttırarak, bütün bunları harmanlayarak adımlarımızı atıyoruz” diye konuştu.
Terörle mücadeleden uyuşturucuyla mücadeleye kadar birçok konuda önemli mesafeler katettiklerini söyleyen Soylu şöyle konuştu:
“15 Temmuz’dan bugüne kadar neredeyse tüm çalışma başlıklarımızda olumlu sonuçları trend haline getirdik ve 2020 yılında bunu devam ettirdik. Son 4 yılda yurtiçindeki terörist mevcudu yüzde 87 oranında azaldı. Terör örgütüne 2020 yılındaki katılım örgütün eyleme başladığı ilk yıl olan 1984’ün de altında kaldı ve 52 olarak gerçekleşti. Katılımın yaklaşık 5 katını ikna yöntemiyle dağdan indirdik sayısı 243’tür. Uyuşturucuyla öyle büyük mücadele veriyoruz ki 2020 yılında yakaladığımız kök kenevirin değeri 23 milyar lirayı buluyor. En önemli yakalamaları da o bölgelerde gerçekleştirdik. Uyuşturucuya bağlı ölümleri 2017’deki 941 seviyesinden 2020 yılı ilk 11 ayı içerisinde 175’e düşürdük. Şehir güvenliğinde çarşı ve mahalle bekçiliğindeki 30 bin bekçi hedefini tamamladık. Evden hırsızlık günlük ortalamasını 2017 2020 arasında 282’den 158’e düşürdük. Aynı periyotta kadın cinayetleri 336’dan 266’ya geriledi. Trafikte 100 bin nüfusa düşen can kayıpları son 10 yılda 100 binde 13,4’ten 100 bine 5,9’a düşürdük. Şimdi hedefimiz bu sayıyı Avrupa ortalaması olan 100 binde 5 seviyesine çekmektir. 2020 temasıyla hep birlikte bunları gerçekleştirdik.”
“Bu bir güzelleme değil sorumluluğun ifadesidir”
Verimlilik konusuna da dikkat çeken Soylu, “En önemli meselemiz de verimliliktir. Optimum zamanlarda optimum kaynakla optimum insanla yani en uygun zamanda en uygun kaynakla en uygun insanla ve vatandaşımızı ne yüksek memnuniyetiyle bunu sağlayabilme kapasitesine sahip olduk. Her başlığına çalıştık ve insani teknolojik temelde detaylandırdık. Biz bütün bunları konuşmamın başında tarif ettiğim devlet geleneğimizdir. Büyük devlet olma hasretlerimizdi. ve bu hafızayı taşıyan devlet adamlarımızla yani sizlerle başardık başarmaya devam ediyoruz. Bu bir güzelleme değil sorumluluğun ifadesidir. Eğer sizler büyük devlet olmanın gereği olan bu hafızayı tutmazsanız buradaki birikimi doğru değerlendirmezseniz ülke olarak 2021 yılının başında yakaladığımız fırsatı hep beraber heba ederiz” dedi.
Parlamenter hükümet sisteminde bu denli mesafe katedemeyeceklerinin altını çizen Soylu, “Burada bir noktayı da ifade etmek isterim özellikle meseleyi siyasi bir tarih olarak ele alanlar yanılmaktadır. Bugün bu profille tamda hemhal olan bir yönetim bir hükümet sistemi içerisindeyiz. Elimizi vicdanımıza koyalım. Acaba parlamenter hükümet sistemi içerisinde salgınla ve pandemiyle bu kadar çabuk kararlar alıp bu kararları taşraya bu kadar net bir şekilde intikal ettirebilme gayreti ortaya koyup, bu kararları bir koordinasyon içerisinde belirli bir şekilde alabilme kabiliyetine sahip olabilir miydi olamaz mıydı. Hem parlamenter sistem içerisinde de bakanlık yapmış orta siyasetin içerisinde bulunmuş vatandaş olarak parlamenter sistemin bir vergi mükellefi olarak her türlü meselesini yaşamış bir arkadaşınız olarak söylüyorum mümkün değildi” diye konuştu.
Parlamenter sistem hakkında da değerlendirmede bulunan Soylu, “Parlamenter sistem içerisinde bir taraftan Zeytin Dalı Harekatı, bir taraftan terörle mücadele iç güvenlik harekatında Yıldırım’dan Kapan’a kadar. Yarın başlayacak yeni bir harekatımıza kadar bir taraftan Barış Pınarı Harekatı’na kadar bir taraftan Doğu Akdeniz ve Libya meselesine kadar her birini yönetebilme kabiliyetine ve gayretine sahip olabilir miydik. Yoksa parlamenter sistemi içerisinde yasamanın yürütmenin yargının birbiri içerisine karışmış her birine kendi içerisine müdahale ettiği kaos olduğu tartışmaların günlerce devam ettiği bir süreci sabah akşam yaşar adım atarken bir ileri iki geri halimizle şu anda ne durumda olurduk. Bu kadar açık ve net. Ama sadece bunu sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde milletimize götürüldü ve milletimiz onayladı diye bunu değiştirilmek bunu sanki bu süreç içerisinde yaşanan bütün meselelerin hakkından hakikatten bu sistem gelmemiş gibi değerlendirmek esas itibariyle büyük bir aldanmadır” ifadelerine yer verdi.