

Siirt tarih boyunca su sıkıntısı çeken bir il olmuştur. Bu asırlardan beri devam eden bir gerçek. Tarih boyunca Siirt’e ilişkin gözlemlerini kaleme aldıkları seyahatnamelerinde bu hususa değinmişler. Son olarak Cumhuriyetin ilk yıllarında İsmet İnönü’nün Atatürk’ün emriyle hazırladığı meşhur Doğu Raporunda bu konuya da değiniyor.
Bu dönemde Siirt’in özellikle kullanım suyu ihtiyacı kentin üst taraflarında yer alan kaynaklardan temin edilen ve kanallar aracılığıyla il merkezine kadar getirilen su kanallarından sağlanıyordu. Bu su kanallarının 6 tanesi yakın bir zamana kadar akıyordu. Özellikle Ulu ve Babudarp camilerinin su kanalları eskisi kadar olmasa da akıyor.
Hatta Ulu Cami’nin birkaç yıl önce gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları esnasında bu suyun günlük miktarı ölçülmüş ve hiçte küçümsenmemesi gereken 300 ton olarak tespit edilmişti. Bunlara Termol ve Ayn Salip çeşmelerini ve bunların su kaynaklarını değerlendirmek gerekiyor.
Yapımına yeni başlanan kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında en azından Ulu Cami’nin altından geçen kanalın cami çıkışından sonraki durumu hakkında bilgi sahibi olan kısmının akıbetini öğrenme imkanına sahip olacağız.
Diğer su kaynaklarını da göz önünde bulundurduğumuzda her gün binlerce ton su yer altında sızacak bir yer bulup kayboluyorlar. Daha doğrusu kentin önemli bir bölümünün altını oyarcasına boşaltıyorlar. Bu su kanallarını nasıl değerlendirilebileceğimiz konusuna bir başka yazımızda ele almaya çalışacağım.