
İlimizin geçmişine baktığımızda toplum olarak çok zengin olan kültürümüze sahip çıkmadığımız gibi bir gerçekle karşı karşıya kalıyoruz. Bilindiği üzere kültür iki bölümde inceleniyor. Köprü, yol, han, kilise, kale, hamam, çeşme, medrese, cami ve benzeri yapılar somut kültürel miras olarak kabul ediliyor.
Bir de somut olmayan kültürel mirasımız var. Türküler, maniler, ağıtlar, bilmeceler, oyunlar, masallar, destanlar ve benzeri eserler de somut olmayan kültürel miras adı altında inceleniyor. Her iki konuda özellikle toplumda yeteri kadar bilinç ve sahiplenme olmadığı için bu karnemizin pek parlak olduğunu söylemek mümkün değildir.
Kültür ve Turizm Müdürleri Yaşar Baran ve Remzi Uslu yoğun çaba harcadılar. Ancak gerekli desteği göremedikleri için katkıları sınırlı kaldı. Remzi Uslu döneminde Dicle kalkınma ajansı ve özel idare tarafından finanse edilen ve 18 ay süren alan taraması sonucunda derlenen bilgilerin 3 cilt ile kayıt altına alınan bu çalışma belkide Siirt tarihinde yapılan en ciddi ve kapsamlı çalışma olarak ilimizin kültür hayatına kazandırılmıştır. Bu çalışmayı her zaman takdir etmek gerekiyor ve herkese ulaşacak şekilde yeni basımının yapılmasında büyük yarar vardır.
Bölgede yaşanan terör olayları ve göçler burada çok olumsuz etki yaptı. Bu eserlerin bir çoğu bu dönemde harabe haline geldi. Bir de bu yetmezmiş gibi bir çoğu da Ilısu Baraj ve hidro elektrik santralinin göl sahası
içerisinde kaldı. Ama özellikle somut olmayan kültürel miras konusunda çok ama çok zayıf bir karnemiz var.
Hepimizinde annesinden, ninesinden ve diğer büyüklerinden dinlediği onlarca masal, hikaye, bilmece, tekerleme ve benzeri kültürel zenginliklerimiz vardı.
Bunları bu güne kadar ciddi anlamda derleyen olmadı. Bunda o bilincin olmaması, son 40 yılda bölgedeki olaylar ve özellikle bunların Arapça ve Kürtçe dillerinde meydana getirilmiş olmaları büyük etken oldu. Siirt Üniversitesinde Prof. Dr. Rezzan Karakaş ve diğer bazı hocaların küçük çaplı çalışmaları var. Bunlar için onlara teşekkür ediyoruz.
Ancak çok geç kalınmış olmasına rağmen yinede bir çalışma yapılabilir. Konunun uzmanları tarafından il ve ilçe merkezleri tek tek taranarak, bu eserler kayıt altına alınabilir. Çünkü tümü olmasada kırıntıları halen duruyor.



