

Son 50-60 yılda kültümüz çok hızlı bir erozyona maruz kaldı. Bununla birlikte yaşantımız da büyük ölçüde değişti. Düne kadar büyük bir özenle yerine getirdiğimiz ve bundan da çok büyük mutluluklar duyduğumuz bir çok geleneğimizi terk ettik.
Terk etmekle kalmadık adeta dudak büker hale geldik. Bunların başında bayram gelenekleri geliyor. Dini ağırlıkları olan terk ettiğimiz bu geleneklerimizi tekrar yaşamak ve çocuklarımıza yaşatmak mümkün.
O halde gelin bunların en önemlilerini hatırlayalım. Bunların ilki diğerlerine oranla daha az oranda terk edilmiş olan bayram namazıdır. O halde mutlaka bayram namazını kılalım. Hemen ardından da mezarlık ziyaretini gerçekleştirelim. Vefat etmiş yakınlarımızın kabirleri başında dualarımızı yapalım.
Eve dönünce de sünnete uygun olarak bayram yemeğini erken yiyelim. Ama sofraya oturmadan önce yıllar öncesinde yaptığımız gibi belirli bir pay ayırıp yakınımızda ki yoksul bir aileye gönderelim.
Bunu yapamıyorsakta bir gün önce yoksul bir aileye bayram yemeği için ihtiyaç duyacakları malzemeleri temin edelim.
Sonrasında da eve kapanmayalım. Çünkü bayramlar televizyon veya bilgisayar başında oturulup zaman öldürülecek günler değildir. Birlik beraberliğin pekiştiği, koyu ve tatlı sohbetlerin gerçekleştiği değerli zamanlardır. O halde gelin bu durumu bir fırsat olarak bilip değerlendirelim. Yakın akraba ve dostlarımızı ziyaret edelim ve onlarla kucaklaşalım.