Siirt’in üç tarafı, yakın geçmişe kadar bağlarla çevriliydi. Bu bağlardan her yıl tonlarca üzüm toplanırdı. Bir bölümü sofralık olarak tüketilirken, geri kalanı pekmez, pestil ve tatlı sucuk yapımında kullanılırdı. Posalarından ise sirke üretilirdi.
Bu bağlarda 26-27 farklı üzüm çeşidinden söz edilirdi. Ancak son 50-60 yılda bu bağlarda büyük bir değişim yaşandı. Bir yandan miras yoluyla bölünerek bazıları birer tarla parçası haline gelirken, öte yandan asmalar belli bir yaştan sonra kurumaya başladı. Ne yazık ki yerlerine yenileri dikilmedi. Üzüm yetiştiriciliği adeta unutuldu ve yerini daha az bakım gerektiren, ancak daha fazla gelir sağlayan fıstık yetiştiriciliği aldı.
Fakat bu fıstık bahçelerinin birkaç önemli sorunu bulunmaktadır. Bunların başında, bazı bahçelere yalnızca patika yollardan ulaşılabiliyor olması gelmektedir. Bu durum, olası bir yangında itfaiye araçlarının olay yerine ulaşmasını engelleyebilir. Böyle bir durumda tonlarca fıstığın zarar görmesi veya tamamen yok olması riski ortaya çıkmaktadır.
Bu nedenle, öncelikle tüm bahçelerin olası bir yangın durumunda itfaiye araçlarının ulaşabileceği yollarla donatılması gerekmektedir. Bunun için acilen bölgelerin taranması ve motorlu araçların ulaşamadığı yerlerin tespit edilmesi önemlidir. Ardından, yasal bir çözüm bulunması zorunludur. Ancak bahçe sahipleri arasında uzlaşmanın sağlanması kolay olmayabilir. Bu nedenle, yasal düzenlemelerle bir çalışma başlatılmalıdır.
Allah korusun, ancak yarın böyle bir durumla karşılaşmak ve güzelim ağaçların cayır cayır yandığını görmek istemiyorsak, bu çalışmaları bir an önce yapmak zorundayız.