Ülke genelinde çok fazla sayıda sorunlar yaşıyoruz. Tutumumuzu değiştirmediğimiz sürece de yaşamaya devam edeceğiz. Bu kaçınılmaz bir sondur. Ülke sorunları bir yana, ilimizin sorunlarının temelinde yatan ana nedene çok kısa bir şekilde değinmek istiyorum.
Bana göre işsizlikten gerekli kalkınma düzeyine ulaşamamamıza kadar bütün sorunların temelinde memleketimizi sevmememiz ve ona yönelik görevlerimizi yerine getirmememiz yatmaktadır. Samimi bir şekilde kendi iç muhasebemizi, önce sıradan bir vatandaş olarak yapalım. Vatandaş olarak görevimizi yerine getiriyor muyuz?
Birey olarak şimdiye kadar şahit olduğumuz kamu hizmetlerinde aksayan konular için hiç harekete geçtik mi? Geçtiysek kaç defa geçtik? Aksaklığın giderilmesi için çaba harcadık mı?
İstisnalar kaideyi bozmaz misali çok az kişi bunu yapmıştır. Çoğumuz da görülen temel davranış biçimi sorunları gör ve dedikodularını yap, ancak iş çözüm noktasına gelince üç maymunları oyna. Suçu hep başkalarında arar ve çözüm noktasında elimizi taşın altına sokmayız. Çözümü de hep başkalarından bekleriz. Suçluda hep başkalarıdır. Bırakın kendimizin çözüm sürecinin içinde olmasını, o sorunları yetkililere aktarmakta dahi çekingen daha doğrusu isteksiz davranıyoruz.
30 yıldan beri vali, milletvekili, parti başkanları ve Siirt’e gelen bakanları takip ediyorum. Kendilerine arz edilen binlerce talebi dinledim. Aralarında toplumsal olanlar gerçekten çok az. Yüzde biri bile bulmuyordu. Ancak şahsi isteklerimizi dile getirmekte birer bülbül kesiliriz. İsteğimiz yerine gelinceye kadar bıkmadan, usanmadan dile getirmeye de devam ederiz.
Vatandaş olarak bizler görevimizi yerine getirmeyince; temizlik işçisinden esnafına, gazetecisinden memur ve kamu yöneticisine kadar herkes görevini ihmal ediyor, hatta hiç yapmayanlar bile. var. Ama bunu da hiç görmeyerek hep başkalarını suçluyor. Bu yanlış alışkanlığımızdan vazgeçmedikçe de sorunlarımızı çözemeyiz. Bunu da unutmayalım.