Siirt büryanı; ekmeğin üzerine konmuş etin, fırında tekrar ısıtılmasıyla servis edilir. İşte o esnada; büryan eti; fırında ekmek üzerinde ısınıp,çıtır çıtır kızarırken, altında ekstra kızaran tırnaklı ekmeğe yağlarını akıtır ve aromasını yani lezzetini, bir güzel bulaştırdığı sıcacık ekmeğe enfes bir tad kazandırır. Büryanla lezzetlenen ekmeğin tadı, bir başka güzel oluyor. Yedikçe yiyesi geliyor insanın büryan ekmeğini.
-Kebap ekmeği için de, aynı şeyleri söylemek mümkün. Ocakta buram buram yağlarını akıtan kebaplara bastırılan tırnaklı pidelerin de lezzeti bir başka oluyor. Yumuşacık Siirt kebabının lezzeti, olduğu gibi; kebap ekmeğine geçiyor. Hele; bir de Siirt sumağının aromasının, soğana olduğu kadar, ona bulaşan ekmeğe de karıştığı an, kebap ekmeğinin lezzeti daha da güzel oluyor.
-Üçüncü lezzetli ekmek çeşidi. Klasik olarak yapıla gelen sucuk ekmek buluşmasından ortaya çıkmaktadır. Burada fırınca ekmek tercih edilebilir. Hele de,sucuklar; güneşte kurutulmuş ev tipi Siirt sucukları olunca; sucuğun da, sucuğun yağlarınının ve baharatının geçtiği ekmeğin tadı enfes oluyor. -Bir diğer lezzet geçişi, mangalda pişirilen soslu kanatların ekmeğe geçişiyle oluyor. Burda da, fırınca ekmeğinin ortasına konup bastırılan kanatların soslu lezzeti yağlanan ekmeğe geçmektedir.
-İskender kebabının altına dizilmiş ekmekler, etin lezzetinin yanısıra, yoğurdun üzerine dökülen kızdırılmış tereyağının lezzetiyle daha da lezzetleniyor. -Odun ateşinde pişmiş ve mis gibi kuzu etinden yapılmış; kaynayan güvece, bandırılan ekmeği de, unutmadan belirtelim.
-Son olarak; kuru ekmeğin, otlu peynirle; bizim deyimimizle, ıjbey’nıt sirike ile beraber yenirken verdiği tad ve lezzet bir başka oluyor.
Türkiye bir tahıl memleketi, yılda; tam 20 milyon ton buğday üretip, bunu başta ekmek olmak üzere, afiyetle tüketiyoruz. Her ne kadar; fabrikasyon beyaz unlar, ekmeğin doğasını bozduysa da, bizim en büyük katığımız ekmektir.