İsrail’in Gazze’de yaptığı insanlık dışı zulüm ve katliam bu ülkenin ürünlerini boykot etmeyi gündeme getirdi.
İsrail’in özellikle tohum üretiminde dünya genelinde söz sahibi olduğu bilinmektedir. Bu ülkenin Yahudi kurnazlığı ile ürettiği tohumların genetiği ile oynadığı da bir gerçektir.
En masum haliyle bu oynama sonucu bu tohumlardan elde edilen ürünler kısırlaştırılmış. Yani ektiğinizde ya yeşermiyor veya verimsiz bir şekilde yeşeriyor.
Sağlığımıza olan olumsuz etkileri işin ürkütücü bir başka yönünü oluşturmaktadır.
Bu nedenle aralarında ülkemizin de bulunduğu bir çok ülkede atalık tohum olarak adlandırılan tohumlara yönelik çalışmalar başlatıldı. Birçok ülke de tohum bankaları kuruldu.
Doğal ve genleri ile oynanmamış tohumları tesbit etmeye ve ekimini arttırmaya yönelik çalışmalar insan oğlunun geleceği açısından çok önemlidir.
Bu açıdan baktığımızda Siirtin çok zengin bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz.
İlk etapta akla gelen ve bulup çoğaltmamız gereken bitkiler
Kokusu metrelerce uzaktan hissedilen, bir ucu meme ucuna benzeyen sanki tornadan çıkmış gibi düzgün olan Siirt salatalığı,
Ekşi tada ve sulu dilimli Siirt domatesi ve acı tadı nedeniyle sinirli insanlarla özdeşleştirilen Baykanın Arbo biberi, 30 a yakın üzüm çeşidi ile buğdaydan arpaya kadar daha bir çok bitki türü .
Bu konuda Siirt Tarım ve Orman İl Müdürlüğü çalışma başlattığını biliyorum. Umarım bu çalışma en kısa sürede başarıya ulaşır.
Tarım ve hayvancılık alanında ihtisas üniversitesi olan Siirt Üniversitesi ziraat fakültesinin bu işe soyunması ve bu çalışmalara gereken desteği vermesi yerinde olur.
