-Botan ve Dicle’de malesef doğru olmayan yöntemlerle balıklar avlanırken, çocukluğumda balık kaynayan bu iki nehirde leopar sazanını sıkça görmüşlüğüm vardı. Bahsettiğim; bundan yaklaşık 50 yıl öncesi. Siirt çevresinde bolca bulunan bu tür balığın nesli, bu gün; tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. -Dünyadaki canlı hayatının sürdürülmesi açısından, en önemli husus; mevcut canlı türlerinin korunmasıdır. Bu nedenle tür çeşitliliği konusunda ciddi bir hassasiyet göstermek lazım. Malesef, doğa ve insan arasında mevcut olan hassas denge, özellikle sanayi devrinin başladığı zamandan bu yana,insan etkisinin artması ve insanların bilerek ya da bilmeyerek doğaya ve çevreye verdiği zararlar ve tüketimin aşırı artışı ve avlanma sonucu canlı türlerinin ciddi bir bölümü azalarak, türlerin tamamen yok olması baş göstermiştir ve bu tehlike gün geçtikçe daha büyük boyutlara ulaşmaktadır. -Geçen gün gündem olan bir habere göre; Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, kırmızı listede yer alan ve dünyanın en çok aranan 10 balığı arasında bulunan leopar sazanının, Dicle Nehri’nde tespit edildiğini açıkladı.
-Siirt’imizi ilgilediren bu haberi, öncelikle; olduğu gibi aktarmak istiyorum. -“Tarım ve Orman Bakanı, sayın İbrahim Yumaklı’nın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaya göre; Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından duyurulan kırmızı listede, nesli tükenme tehlikesi altında olan 300 balık yer alıyor.
-Bu listede bulunan balıklardan 10’u kayıp balık projesi kapsamında listelenip aranıyor. Dünyada en çok aranan bu 10 balıktan ‘Batman çöpçü balığı’ ile ‘leopar sazanı’ Türkiye sularında yaşıyor.
2 yıl önce Siirt’te Botan Çayı’nda rastlanan Batman çöpçü balığının ardından leopar sazanı da (Luciobarbus subquincunciatus) Dicle Nehri’nde tespit edildi.
Bakan Yumaklı, en son 2012 yılında Siirt’te rastlanan leopar sazanının yıllar sonra tekrar tespit edilmesinin Türkiye biyoçeşitliliğinin korunması ve geliştirilmesi adına memnuniyet verici olduğunu belirtti.
Yumaklı, “Yöre halkı tarafından ‘komando balığı’ olarak bilinen, yüzgeçlerinin, başının ve vücudunun tamamında büyük yuvarlak benekleri bulunan türe Dicle Nehri’nde rastlanması balığın yaşadığı alan, biyoçeşitliliği, türün morfolojik özellikleri ve üreme davranışları açısından bizlere ve bilim insanlarına yol gösterici olacaktır. Bu kıymetli balık türümüzün tespiti için yürütülen çalışmada görev alan Bakanlığımıza bağlı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ve Şırnak İl Tarım ve Orman Müdürlüğü personelimizi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden bilim insanlarımız Doç. Dr. Cüneyt Kaya, Araştırma Görevlisi Münevver Oral’ı ve nadir türümüzün bulunmasında emeği geçen balıkçı kardeşimiz Mehmet Ülkü’yü tebrik ediyor, ülkemiz biyoçeşitliliğinin dünyaya tanıtılmasındaki katkılarından ötürü teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.
-Yumaklı, leopar sazanı başta olmak üzere söz konusu kırmızı listede yer alan türlerin avcılığının engellenmesi, popülasyonunun artırılması, türün tespit edildiği bölgede kontrol ve denetim faaliyetlerinin etkin ve kararlı bir şekilde yürütülmesi, halkın bu konuda bilinçlendirilmesi ve farkındalık oluşturulması adına gereken tüm tedbirleri aldıklarını söyledi.”
-“Yumaklı, “Bu süreçte üniversiteler başta olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.”
-Kendi türleri içinde en nadide olan, Botan kekliğinin başına gelen de; Leopar sazanının başına gelenle aynıdır. -Güzelim Meşe Ormanlarıyla kaplı Botan Havzasındaki ormanların başına gelen de aynıdır. -Bu gün için, bir zamanlar aşırı orman tahribatı sonrası hızlanan erezyonun da etkisiyle; daha da çıplaklaşan arazide; bir zamanlar kontrolsuz ağaç kesimi ve zamansız ve aşırı yapılan keklik avlarıyla ; ne doğru dürüst bir ağaç, ne de keklik bıraktı, birtakım insanlarımız. Tıpkı Leopar sazanınının kökünü kuruttuğu gibi.
