Mezopotamya tıpkı güzel Anadolu’muz gibi dünya uygarlık tarihinde önemli bir yere sahip bir bölgedir.
Özellikle binlerce yıl önce insanoğlunun yaşamında önemli bir yeri olan ve onun yaşam kalitesini arttıran birçok buluş ve yenilikler bu topraklarda ortaya çıkmıştır.
Bunlardan biri de geçmişi milattan öncesine dayanan harika ve tamamen doğal bir kumaş olan şal şepiktir.
Yıkanan temizlenen tiftiğin kirmanlarla fabrikasyon iplerini aratmayan incelikte ip haline getirilerek tezgahlar da tamamen el emeği göz nuru ile dokunması suretiyle elde edilir.
Çok zahmetli emek ve sabır isteyen bir dokunuşu var. Dikime hazır hale gelinceye kadar tam 14 ayrı işlemden geçer.
Bu kumaşın yararları ve özellikleri saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Yazın serin, kışın sıcak tutar. Ultraviyole ve radyasyon ışınlarını geçirmez. Akrepler yanına yaklaşamazlar. Kullanım ömrü onlarca yılı bulur. Deforme olmaz, renk atmaz. Daha bir çok özelliği var.
İşte bu nadide kumaş, asırlar boyu bu bölgede varlığını korudu. Halk oyunları başta olmak üzere giysi olarak kullanıldı, banyo kesesi ve benzeri alanlarda kullanıldı.
Ta ki 1970 li yılların sonlarına fabrikasyon kumaş üretimi ve konfeksiyon ürünü giysilerin piyasaya tam anlamıyla hakim olana kadar. Bu yıllarda dokunuşundaki zorluklar ve maliyetinin yüksek olması nedeniyle başta dokuma merkezi olarak kabul edebileceğimiz Eruh dahil hiç bir yerde dokunmaz oldu.
Ta ki yaklaşık 10 yıl kadar önce misyoner ruhlu, çalışmayı, üretmeyi seven bir eğitimci; Eruh Halk Eğitim Merkezi Müdürü Seyfettin Çelik ortaya çıkıncaya kadar.
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı il temsilcisi olarak onun bu yöndeki emeklerinin yakın tanığıyım.
Onun çabalarıyla bu kumaş tekrar küllerinden doğdu. Ancak tek kişinin çabaları bu kumaşın tanıtımı ve piyasada yer bulmasına yeterli değildir.
Bu konuda gerekli desteğin ilçenin yeni kaymakamı sayın İbrahim Engin Şenay ve Valimiz sayın Dr. Kemal Kızılkaya tarafından verileceğine inanıyorum.