Sanırım çoğumuz farkındayız. Bir anlamda küçük kentlerin kaderi olan yöneticilerimizi; boş, gereksiz ve incir çekirdeğini doldurmayacak küçük şeylerle uğraştırarak hem yoruyor ve hem de kendileri için en değerli şey olan zamanlarını çalıyoruz.
Doğal olarak bu durumdan dolayı bizde yoruluyor ve zaman kaybına uğruyoruz.
Geçmişe şöyle bir baktığımızda bizim veya yakın çevremizde aslında üzerinde durulmaya değmez küçük olayların büyütüldüğünü ve günlerce uğraşmak zorunda kaldığımızı görür ve o duruma hayıflanır, harcadığımız enerji ve zamana üzülürüz.
Sözü burada valimiz sayın Dr. Kemal Kızılkaya’ya getirmek istiyorum.
Çok iyi bir başlangıç yaptı. Siirti ve Siirtliyi tanıma, sorunları yerinde görme ve ilk ağızdan öğrenme gayreti içerisinde.
Bir bakıyoruz; vatandaşlarla bir çayhanede kahvaltı yapıyor, bir bakıyoruz çarşıda esnafla sohbette, bir bakıyoruz sabah namazı buluşmasında sade bir vatandaş gibi ellerini semaya çevirmiş gönülden ortak duaya iştirak ediyor.
Bu çabaların ardından kısa bir süre sonra da çözüm odaklı çalışmaların başlamasını bekliyoruz.
Umarım bu tutumunu hep sürdürür ve Siirt’te ki görev süresi de çok uzun olur.
Ancak bunun olabilmesi için de; siyasetçisinden bürokratına, sivil toplum kuruluşu yöneticilerine basın mensupları ile sade vatandaşlara kadar hepimize önemli görevler düşüyor.
O da onu yormamak, boş işlerle uğraştırmamak, onu dedikodu ve çekişmelerimize çekmemek zamanını ve enerjisini heba etmemektir.
Böyle yapmayıp eski tutumumuz da ısrarcı olduğumuzda da zaten belirli bir süre sonra da onu bıktırmış oluruz.
Peki yormayıpta ne yapacağız?
Siirtin sorunlarının çözümüne ve kalkınmasına yönelik çalışmalar için teşvik etmek ve bu konularda ona destek olmaktır.
Sorunlarımızı çözmenin ve kalkınmanın temel şartı budur.
Bu arada, bu durumun bütün yöneticilerimiz geçerli olduğunu hatırlatalım.
