Unutkanlık denince çoğumuzun aklına ilk başta “Alzheimer Hastalığı” (demans) gelmektedir. Özellikle genç yaşta polikliniğine başvuran hastaların en büyük korkusu bu hastalığa yakalanmış olmaktır. Günümüz hayat şartlarının getirisi, yoğun iş temposu, stres altında olmanın getirdiği sorunlarla beraber günlük hayatımızda karşılaştığımız bir çok uyaran konsantre olmamızı engellemekte ve dolayısıyla unuttuğumuzu düşünmemize yol açmaktadır. Eğer bu tarz unutkanlıklar günlük hayatımızı ve iş yaşamımızı çok fazlasıyla etkilememekteyse endişelenmemeliyiz.
Genç yaşta unutkanlığın en sık sebebi depresyondur. Unutkanlık şikayetiyle başvuran hastada ilk olarak değerlendirilmesi gereken durum son zamanlarda hayatında bir zorlanma ya da uyku bozukluğu (aşırı uyuma veya uyuyamama), halsizlik, isteksizlik, çabuk öfkelenme, moral bozukluğu, heyecan, takıntı gibi depresyon belirtileri yaşayıp yaşayıp yaşamadığıdır. Bu şikayetleri yaşayan kişilerde dikkat dağınıklığı, odaklanma problemleri olması nedeniyle unutkanlık şikayeti olacaktır. Günümüzde çalışma şartlarının yoğunluğu, geçim sıkıntıları, vakitsizlik gibi etkenler buna zemin hazırlamaktadır.
Bir başka unutkanlık sebebi endokrin hastalıklarıdır. Tiroid hormon bozukluğu (guatr), şeker hastalığı (diyabet) gibi hastalıklar iyi tedavi edilmezse unutkanlığa yol açabilmektedirler.
Günümüzde zaman zaman vakitsizlikten, yoğun çalışma koşullarından dolayı hazır gıda tüketimi, yanlış beslenme ve yanlış uygulanan diyetler sonucu vücudun gereksinim duyduğu bazı vitamin ve minerallerin az ve yetersiz alımına bağlı olarak da özellikle gençlerde unutkanlığa sebep olabilmektedir. B12 vitamin eksikliği toplumda en sık bilinen unutkanlık sebeplerinden birisidir.
Bunların dışında kafa travmalarına bağlı beyin hasarları, beyin ameliyatları, epilepsi (sara) hastalığı, meningit gibi beyin iltihapları da unutkanlık denince akla gelmesi ve dışlanması gereken durumlardandır.
Unutkanlığın bir diğer sebebi ise çoğu kişi tarafından bilinen bunama (demans) hastalığıdır. Bunama rahatsızlığı çoğu zaman Alzheimer hastalığı olarak düşünülür ancak kendi içinde çok fazla başlığı vardır. Bazı istisnia durumlar dışında genç yaşta görülme olasılığı daha düşük olmakla birlikte bu durumun değerlendirilmesi mutlaka bir hekim tarafından yapılmalıdır.
Ne zaman endişelenmeliyiz?
Unutkanlığın bir hastalık sayılıp sayılmaması kişinin yaşamının bu şikayetler yüzünden ne kadar etkilendiğine bağlıdır. Unutkanlık sebebiyle kişinin yaşam kalitesi bozulmaya başladıysa mutlaka bir uzmana başvurması ve detaylı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Unutkanlık şikayeti her durum için aynı gibi gözükse de bunama (demans) hastalığında farklı, depresyonda farklıdır. Bunama (demans) durumunda hasta yakınlarının en sık düşündüğü yanlışlardan bir tanesi hastanın eskiyi çok iyi hatırlayıp yeni olayları hatırlamadığını belirtmeleridir. Aslında bu bunama (demans) hastalığı için olağan bir durumdur. Hastalar yakın zamanda olan olayları kaydedememekte ancak eskiden yaşanmış (kayıt edilmiş) olayları beyin arşivlerinden kolaylıkla çıkarabilmektedirler.
Hafızamızı güçlendirmek için neler yapabiliriz?
Hafızayı güçlendirmek için her gün yaptığımız işlerin dışında zaman zaman günlük rutinimizden çıkıp farklı aktiviteler yapmalıyız. Bulmaca, sudoku çözmek, kitap okumak, her zaman kullandığınız yol yerine işe farklı bir yoldan gitmeyi denemek gibi zihinsel aktivitelerimizi arttrıcak uğraşlar işe yarayacaktır.
Günümüzde her ne kadar hayatımızı kolaylaştırdığı için günlük işlerimizde teknolojiyi kullanmayı seçsek de hesap kitap işlerini mümkün olduğunca akıldan yapmaya çalışmak, numara ezberlemek gibi kolay hafıza egzersizlerini yapmalıyız. Yoğun tempo içinde önemli şeyleri unutmamak için not defteri tutmak, hatırlatıcı alarm kullanmak da küçük unutkanlıklarımızı en aza indirecektir. Televizyon seyretmek, akıllı telefon ile zaman geçirmek gibi pasif aktiviteleri azaltıp çevremizdekilerle daha çok iletişim halinde olmalı ve daha çok olumlu paylaşımda bulunmalıyız. Sosyal ilişkiler hem zihin faaliyetlerimizi arttırmakta hem de ruhsal sıkıntılarımızın hafifleterek bellek işlevlerimizin korunmasında rol oynamaktadır.
Düzenli ve sağlıklı beslenmek vücudumuz için gereken besinleri almak beyin fonksiyonlarımızı sağlıklı çalışması için temel unsurlardadır. Diyetimize antioksidan, beta karoten, C ve E vitamini (Ceviz, fındık, badem, yer fıstığı, ay çekirdeği, susam, keten tohumu) içeren yiyecekler eklemeliyiz. Yeşil, kırmızı, sarı ve turuncu renkli sebze ve meyveler antioksidan bakımından zengin, hafızaya iyi gelen yiyeceklerdir. Omega-3 içeriğinden dolayı haftada 2-3 kez tüketeceğimiz balık hafızamızı korumaya yardımcı olacaktır. Katı yağlar, hazır gıdalar, aşırı şekerli yiyeceklerden uzak durmalıyız.
Sigara her hastalığa zemin oluşturduğu gibi beyin fonksiyonlarını uzun vadede zayıflatması nedeniyle sigara içilmemeli ve içilen ortamlarda uzak durulmalıdır.
Düzenli yapılan egzersiz (en basiti yürüyüş) hem kilo kontrolü sağlayacak hem de hem vücudumuzu hem de hafızamızı olumlu etkileyecektir.
Vücudumuzun temel ihtiyaçlarından biri olan uykuyu da göz ardı etmemeliyiz. İyi bir uyku için ortalama 8 saat gerekir. Kaliteli uyku, hücre yenilenmesine yardımcı olur ve beynin yeni öğrendiği bilgileri pekiştirmesini sağlar.
Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, guatr, kolesterol yüksekliği gibi kalp hastalıkları için risk oluşturan hastalıkların kontrol altında tutulması gerekmektedir.