
Ankara’da yaşayan Şair Kâmil Toprak’ın yeni şiiri “Cehri” yayımlandı. Modern insanın varoluş sancılarını tasavvufi bir derinlikle buluşturan şiir, bireysel yalnızlıkla kolektif vicdan arasındaki gerilimi güçlü imgelerle görünür kılıyor.
Toprak, Cehri’de dilin sessizliğini, çağın içe doğru kapanan yüzünü ve insanın kendi gölgesiyle hesaplaşmasını merkezine alıyor.
Yayımlanan metin içerisinde yer alan “Akasyalar ve Ciran” ile “Artık Kimsenin Dönmediği Sokaklar” adlı şiirler ise ayrı bir dikkat çekiyor. Bu iki şiirde, Siirt’e özgü imgeler ve mekânsal hafıza ön plana çıkıyor. Toprak, Siirt’in sokaklarını, sessiz evlerini ve unutulmuş zamanlarını munhasır bir şiir diliyle kayda geçiriyor; şehir, yalnızca bir coğrafya değil, varoluşsal bir tanıklık alanı olarak beliriyor. Şiir, özellikle modern yalnızlık, kök, bellek ve aidiyet temaları etrafında okuru derin bir iç yolculuğa davet ediyor.
“Cehri”, şiiri bir seslenişten çok bir yüzleşme olarak edebiyat gündemindeki yerini aldı.
AKASYALAR VE CİRAN
“Ette’nin sessizliği ağır ve nurlu
Seyidin duası gibi
Bir bakraç yoğurtta annemin sesi
Mayalıyor tüm benliğimi”
ARTIK KİMSENİN DÖNMEDİĞİ SOKAKLAR
“Dilsiz bir sitem gibi durur Abbara yokuşu,
Bense o yokuşta, kendime tırmanamadan unutulmuşum.
Ayn Salîb’in göğsünde ezan yankıları gizli,
Hiçbir kulağa değmeyen sessiz bir fereç taşıyorum.”


