
Eleştirmeyi, başkalarını suçlamayı seviyoruz. Bürokratları, siyasetçileri sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerini ve hatta basın mensuplarını suçlayalım. Elbette çalışmayanı, üstlendiği görevi yerine getirmeyen, bulunduğu konuma göre hareket etmeyenleri eleştirelim.
Ama bunu yapmadan önce bir boy aynasının karşısında durup kendimize bakmakta veya iğneyi kendimize batırmamızda yarar vardır. Biz vatandaş olarak görevimizi layıkıyla yerine getiriyor muyuz?
Vergi ödemekten vazgeçtim. Vergi adaleti olmadığı gerekçesinin arkasına sığınıp her mükellef daha az vergi veririmin çabası içerisinde. Ben daha basit ve herkesin yapabileceği birkaç konuya dikkat çekmek istiyorum.
Örneğin toplum içerisinde yaşamanın gerektirdiği kurallara uyuyor muyuz?
Örneğin gürültü yapmaktan, çevreyi kirletmekten özenle kaçınıyor muyuz?
Örneğin gördüğümüz bir yanlışın düzeltilmesi için üzerimize düşen görevi yerine getiriyor muyuz?
Örneğin tanık olduğumuz bir yanlışlığın ya da bir eksikliğin giderilmesi için yetkililerle iletişime geçip, ısrarla gereğinin yapılmasını istiyor muyuz?
Örneğin esnaf ve tüccar isek, kanaatkar davranıp uygun bir karla yetinmeyi biliyor muyuz? Yoksa vatandaşı soymak için hep fırsat mı kolluyoruz?
Vatandaşa temiz sağlıklı ürünler satmak için gerekli özeni gösteriyor muyuz?
Yoksa tam aksine bir davranış mı sergiliyoruz.
Özetle Arapça’da çokça kullandığımız; kendi göğsümüz deki kamburu görmeyip, başkalarının sırtında ki kamburu görmeyi mi tercih ediyoruz?



